Ekrem İmamoğlu’na Yönelik Operasyon Sonrası Türkiye Gündemi Değişti

Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, diploma iptaline dayalı bir operasyonla karşı karşıya kaldı. Başsavcılığın “gizli tanık” ifadelerine dayanarak yaptığı gözaltı kararları, mali suçlar ve kent uzlaşısı iddialarıyla gündeme oturdu. İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı gününde, nöbetçi mahkemenin tutuklama kararıyla sonuçlandı.

Operasyonun ardından 19 Mart’tan bu yana borsa 2 defa devre kesintisine uğradı ve dolar, euro ve altın rekor seviyelere çıktı. Merkez Bankası’nın 20 milyar dolarlık döviz satışının piyasaları baskı altına almasıyla yatırımcılar Türkiye’den güven sorunu sebebiyle kaçtı.

İmamoğlu AKP İçinde Tartışma Yarattı

Yazar Nuray Babacan’a göre, İmamoğlu’na yapılan operasyon, AKP içinde rahatsızlık yarattı. CHP’ye yönelik hazırlıklar, muhalifleri baskılama girişimleri ve susturma çabaları AKP içinde endişe yaratıyor.

AKP içinde bir grup, İmamoğlu operasyonlarının ekonomiyi, dış politikayı, açılım sürecini ve yatırım ortamını olumsuz etkilediğini düşünüyor. Aynı isimler, İmamoğlu ve CHP’ye yapılan operasyonların Türkiye’nin zarar görmesine neden olabileceğini savunuyor.

Tuzak mı, Operasyon mu?

Babacan’a göre, iktidar kulislerinde yapılan tartışmalar şöyle:

“Bu operasyonun kimin için yapıldığını iyi araştırmalıyız. Rahip Brunson olayındaki gizli tanık, ABD ile ilişkileri zorlaştırdı.”

“Artık kimseye bu olayların siyasi olmadığını anlatamazsınız. Diploma olayıyla konu daha da karmaşık hale geldi. Aynı dönemde bizim arkadaşlarımızdan da geçiş yapanlar oldu.”

“Eğer bir hukuki sorun varsa, diploma alan değil, bu hakkı verenler hesap vermelidir.”

“Neden şimdi bu operasyonlar yapılıyor? Önceki hukuksuzluklara neden cevap verilmedi?”

“Parti içinde bu gelişmeler hakkında kimse bilgi sahibi değildi. Herkes ‘Gerçekte ne oluyor?’ diye merak ediyor.”

“Ekonomiyle ilgili alınan kararları uygulamakta zorluk yaşanıyor. Yurt dışındaki imajımız zarar gördü.”

“Açılım sürecine karşı tereddütler oluştu.”

“Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, krizin sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalabilir. Karar alma süreçlerine dahi katılmadıkları iddiaları var.”